“Sevgililer günü” hakkında ne düşünüyorsunuz? diye soruluyor zaman zaman. Cevabımız şu oluyor kısaca. Sevgililer Günü denilen şey menşe itibariyle Hıristiyan batı patentli olup aslında rahip Valentine günüdür.
Toplum basın yayın vasıtalarıyla, reklam bombardımanıyla adeta narkozlanıyor. Bir çoğumuz medyanın bize pompaladığını gerçek sanıyoruz. Bugün sevgililer günü çılgınlığına kapılanlara bu günün nereden çıktığını, tarihsel arka planını sorsanız kaçı doğru cevaplayabilir? Kaçımız sevgililer gününün (14 Şubat’ın), aslında rahip Valentine Günü (Valentine’s Day) olduğunu biliyor?
Aslında şahsen ben şu “günlere” karşı hep mesafeli durmuşumdur. Yok sevgililer günü, yok anneler günü, yok babalar günü, yok kadınlar ünü, şu günü bu günü uzayıp gidiyor. Bu arada bir kaymakamlık sitesinde yayınlanan belirli günler ve haftalar listesini saydım. Tam 154 tane. Neden mi mesafeliyim. Anlatayım.
İki noktada itirazım var bu mevzuya.
Birincisi, bu gibi sözde özel günlerin kaynağı itibariyle umumiyetle yabancılara ait oluşu. Misal 14 Şubat sevgililer günü. Aslında rahip Valentine günü olduğunu yukarıda belirttik. Misal “Anneler Günü”. Mayıs ayının ikinci Pazar günüdür. 1905’te ABD’li Anna Jarvis’in annesinin vefat ettiği günün anısına kutlanır. Gördüğünüz gibi anneler günü de batı menşeli ve Pazar günü kutlanmasıyla da zaten Hıristiyan dünyası kaynaklı olduğunu anlıyoruz. Bu son iki örnekte de görüldüğü gibi mevzunun Müslümanlarla alakası yok. O halde soru şu: Bir Müslüman neden Hıristiyanlara ait özel günü kutlamaktan çekinmez?
İkincisi, bu günlerde aşırı bir tüketim çılgınlığı yaşanıyor. Bu bağlamda bu ve benzeri günler artık bir sektör haline geldi. Çiçekçilik ve hediyelik eşya sektörü bu günlere bayılır. Haklılar da. Kim olsa bayılır. O yüzden yılın her gününün böyle parsellenip birer özel gün olmasını isterler belki de.
Basın yayın vasıtalarında bu gibi günlerin öncesinde ve bu gibi günlerde sürekli bir reklam bombardımanına maruz kalıyoruz. İlgili sektör elemanları bu işi çözmüşler belli ki. Akşam sabah bilinçaltımıza sokulan bu ürünler sevgililer günü sosuyla-ambalajıyla güzelce pazarlanıyor. Artık hedef kitle o ürünü almaya mecbur kalıyor. O günü hediye almadan geçirirsen linçe tabi tutuluyorsun. Şimdilerde en mütedeyyin insanımızda bile böyle bir beklenti hasıl oldu. Hâ kezâ anneler gününde de durum aynı. Birçok anne o gün evladı tarafından aranmazsa veya hediye alınıp kutlanmazsa güceniyor. Ne yani ben o gün annemi arayıp anneler gününü kutlamasam hayırsız evlat mı oluyorum?
Ne olur bir gün önce veya sonra aranıp hal-hatır sorulsa ya da hediye alınsa. Olmuyor işte. İlla ki Mayısın ikinci Pazar günü olacak. Hıristiyanların bayram günü olacak. Birilerinin toplum mühendisliğinin ne derece başarılı olduğunu anlıyoruz. Benzer durum “yılbaşı”nda da söz konusu. Adamlar kendi özel günlerinde Müslümanlara gönüllü olarak hindi yediriyorlar. Sanki o akşam hindi yemek olmazsa olmaz. Bir gün önce veya bir gün sonra yersen olmaz! Kültür istilasının tipik tezahürü işte.
Burada sevgiyi sadece o günlere hasretmek sakatlığı söz konusu. Anneler gününde millet anne aşığı kesilirken sair günlerde annesinin adını anmaz, arayıp sormaz. Ama o gün hususiyle sosyal medyada milletin “anne aşkı” depreşir ne hikmetse. Popüler kültür insanı bu hale getiriyor işte.
Yine bu bir diğer itiraz noktamız da sevgililer günü örneğinde olduğu gibi nikahsız kadın erkek birlikteliği, normalleştiriliyor. Toplum nezdinde artık haramlar haram olarak görülmemeye başlanıyor. Bu durum ise aile yapımızı ve dolayısıyla toplumumuzu ifsad ediyor.
Belirli günlerde kutlama yapma mevzuunda benzer durum kültürümüzün bir parçası haline gelen “kandiller” için de söz konusudur. Hz Peygamberin doğumunu mevlidini kutlamanın da aslı dini değildir.
Mesela tarihte ilk defa Mevlid Hz. Peygamber’den üç asır sonra Şii Fatımiler devrinde (M.909-1171) kutlanmaya başlanmış. Hz. Peygamber’den sonra ortaya çıkan bir mevzu olsa olsa kültürün bir parçası olabilir.
Esasen doğum günü kutlamak olayı bize başka kültürlerden geçmiş durumda. Dinen günah mı? Bu gibi kutlamalarda dinen haram sayılan başka fiiller(içki vs.) yapılmıyorsa cevabımız elbette “hayır” olacaktır. 11.02.2022
Comments